Yaşlanmak Önlenebilir Mi?

yaslanmak-onlenebilir-mi-00Beyin ve vücut yaşlanmasının nedeni; serbest radikaller

Oksijen molekülü, enerji üretirken ya elektron vererek eksiklenir ya da elektron alarak oksitlenir. Bu aktivite esnasında bir elektronunu kaybetmiş veya bir fazla elektrona sahip enerji sonrası atık moleküller (serbest radikaller) oluşur. Dengesi bozulmuş serbest radikaller, yeniden çift elektronlu normal yapıya dönüşmek için, sürekli başka moleküllere saldırarak elektron alır ya da verir. Böylece vücudumuzdaki her hücre, günde ortalama 10 bin serbest radikalin saldırısına maruz kalır. Hücrelerimiz ürettiği antioksidan enzimlerle, bu oksitlenmiş ya da eksiklenmiş atık moleküllere (serbest radikallere) elektron vererek, durumu nötralize etmeye çalışır.
Serbest radikaller, nötralizan antioksidanlardan daha fazla olduğundan, hücre zarları ve kalıtım maddesi olan DNA, oluşan saldırılarla günden güne zarar görür ve dejenere olur. Hücre yenilenmesi maalesef DNA’yı sıfırdan yenileyemez. Serbest radikaller nedeniyle hasar gören DNA, her yenilenmede, giderek yaşlanmış haliyle bir sonraki hücreye nakledilir. Dolayısıyla serbest radikalleri uygun gıda disiplinleri ile elimine etmek, beyin ve vücut yaşlanmasını, buna bağlı olarak da unutkanlık başta olmak üzere birçok hastalığı yenmemizi ya da yavaşlatmamızı sağlar.
Yaşa bağlı bellek bozukluğu ve Alzheimer

Serbest radikaller, zaman içinde sinir hücrelerinin de yaşlanmasına ve yorulmasına neden olarak, yaşa bağlı bellek bozukluğu, bunama ve Parkinson gibi birçok nörolojik hastalığa neden olur. Yaşa bağlı bellek bozukluğu (hafif kognitif bozukluk), adından da anlaşılacağı üzere, yaşlanma ile ortaya çıkan fizyolojik bir durumdur. Beyin yorgunluğu her yaşta görülebilirken, bu tablo yaşlılığa has bir problemdir. Stres, şikayetleri tetikleyebilir. Kişiler eşyaları koydukları yerleri, isimleri ya da yüzleri hatırlamakta güçlük çeker ve bundan da şikayeti olur. Alzheimer ve diğer demanslarda kişi, genellikle unutkanlıktan şikayetçi olmadığı halde, yaşa bağlı unutkanlıkta daha yoğun bir serzeniş vardır. Hatta kişi Alzheimer olduğundan korkmaya başlar ve bunu yüksek sesle dile getirir. Alzheimer’daki unutkanlık, kişiden önce çevreyi rahatsız eder, hasta yakınlarının isteği ve ısrarı ile doktora müracaat eder.


Aynada gözlerinin etrafında beliren çizgileri fark ettiğinde “yaşlanıyorum artık” diye bir korku pek çok insanı sarmıştır. Tabiki yaşlanmak doğanın bir kanunu… Her bir kırışıklığın altında gizlenen deneyimlerimiz ve yaşanmışlıklarımız vardır. Bu izler bizim yaşadığımızın kanıtıdır ancak çoğu kadın hatta artık erkekler de olduklarından daha genç görünmek istemektedirler. Günümüzde “güzel” olanın genç görünmek algısı oluşmuştur. Bu nedenle yaşlanma karşıtı ürünler piyasaya çıktı ve büyük bir market payına sahipler. Öyleyse bu haberimiz olduğundan daha genç görünmek isteyenlere gelsin.


yaslanmak-onlenebilir-mi-01


Newcastle Üniversitesi’nden Prof. Marc Birch-Machin, Dr. Amy Bowman ve ekibi ilk defa insan vücudunda yaşlandıkça önemli ölçüde azalan bir enzimi keşfettiler. Bu buluşun kozmetik ve yaşlanma karşıtı ürünlerin üretilmesinde önemli bir etkisi olacak. Prof. Birch-Machin’e göre “yaşlandıkça hücrelerimizin enerjisi azalıyor ve zararlı radikaller artıyor. Bu aşamayı vücudumuzda oluşan çizgilerle ve sarkmalarla kolaylıkla fark edebiliyoruz.” Ekibin amacı da yaşlanma karşıtı kozmetiklerle bu azalan enerjiye katkı sağlamak. Bu buluş sadece yaşlanmayı önleyici ürünler için değil ayrıca vücudumuzdaki diğer organların yaşının belirlenmesinde, yaşlanma oluşan hastalıkların tedavisinde ve hatta kanser tedavisi için de kullanılabileceği düşünülmektedir.


Kaynak


Scientists make significant anti-aging breakthrough, Erişim Tarihi: 26 Şubat 2016, https://www.sciencedaily.com/releases/2016/02/160226080947.htm


 



Yaşlanmak Önlenebilir Mi?