
https://www.youtube.com/watch?v=l93naDmFgzE
Radyasyon, elektromanyetik dalgalar veya parçacıklar biçimindeki enerjinin emisyonu veya aktarımıdır. Bilindiği gibi maddenin temel yapısını atomlar meydana getirir. Atom ise, proton ve nötronlardan oluşan bir çekirdek ile bunun çevresinde dönmekte olan elektronlardan oluşmaktadır. Eğer, herhangi bir maddenin atom çekirdeğindeki nötronların sayısı, proton sayısına göre oldukça fazla ise bu maddeler kararsız bir yapı göstermekte ve çekirdeğindeki nötronlar dönüşerek β- (negatron) yayarlar. Eğer protonlar, nötronlardan fazla ise protonlar dönüşerek β+ (positron) yayarlar. Atom çekirdeğinden ayrılan nöronlar ve protonlar kararlı olmayan atom çekirdeği gama (γ) ışını yayar. Ağır çekirdekler alfa(α) ışını(helyum çekirdekleri) yayabilir veya fizyon reaksiyona maruz kalabilirler. Bu tepkimelere maruz kalarak parçalanan maddelere ‘radyoaktif madde’, çevreye yayılan alfa, beta ve gama gibi ışınlara ise ‘radyasyon’ adı verilmektedir.
Günlük hayatımızda bazıları doğal yollarla oluşmuş bazıları ise insanlar tarafından üretilen (yapay) radyoaktif maddelere maruz kalırız. Bunların başlıca örnekleri arasında her gün yediğimiz yiyecekler, içtiğimiz içecekler, yaşadığımız bina, toprak ve su gelir. Radyasyon bir kaynaktan dalga ya da parçacık halinde salınan enerji biçimidir ve etkileri en az anlaşılmış tehlikelerden birisidir. İşte her gün maruz kaldığımız radyoaktif maddelerin bir kısmı:
1) Güneş
Maalesef yaz ayları sandığımız kadar masum değildir. Güneşten gelen fotonlar, iyonlaştırıcı özelliği düşük enerjili fotonlar olsa da bazıları daha büyük enerjili ve iyonlaştırıcı özelliğe sahip ultraviyole ışınlarından oluşur. Güneş ışınlarına uzun süre maruz kalınması sonucunda ciltte oluşan güneş yanıkları cilt kanserine sebep olabilir.
2) Işınlanmış Besinler
Besinlerin raf ömürlerini artırmak ve içindeki mikroorganizmaları yok etmek amacıyla uygulanan işlemler besinlerin içindeki iyonlaşma enerjisini açığa çıkarır. Bu işleme elektronik pastörizasyon denir. Toplum sağlığı açısından Koli basili ve Listeria gibi hastalıkların yayılmasını önleyen bu yöntem maalesef her geçen gün daha fazla radyasyona maruz kalmamıza neden olmaktadır.
İnsanlar zaten doğadan belli miktarda radyasyon alıyor. Uçak seyahati, rutin çene ve diş röntgenleri; MR, tomografi gibi yollardan da radyasyon alıyor. Uçus rotasına göre 40 bin feet yükseklikteki bir uçuş saatte 3 ile 9 milisievert radyasyona yol açıyor.
Genel olarak bir insan bir yılda hava ve topraktan 1 ile 10 milisievert radyasyon alıyor.
Tüm vücudun bilgisarlı tomografisi 20-30 milisievert, tek bir organ tomografisi 10 milisievertten az radyasyon alıyor. Radyasyonda Sievert birimi kullanılmakta ve bir insan dokularından emilen miktarı belirtiyor. Bir sievert=bin milisievert ediyor.
ABD Çevre Koruma Kurumuna göre milisievert birimiyle farklı radyasyon seviyeleri ve bunun insan sağlığı üzerinde muhtemel etkileri şöyledir:
50-100 milisievert radyasyona maruz kalmak kanın kimyasını bozuyor.
500 milisievert: Saatler içinde bulantıya yol açıyor.
700 milisievert: Kusma
750 milisievert: 2-3 hafta içinde saç dökülmesi
900 milisievert: İshal
1 000 milisievert: Kanama
4 000 milisievert: Tedavi uygulanmadıysa 2 ay içinde muhtemel ölüm.
10 000 milisievert: Bağırsaklarda tahribat, iç kanama, 1-2 hafta içinde ölüm.
3) Radyasyon İçeren Doğal Besinler
Bu grubun en başında hepimizi şaşırtacak olan muz gelir. Muz potasyum yönünden çok zengin bir meyvedir. Potasyum izotop karışımıdır ve Potasyum-40 izotopu radyoaktiftir. Potasyum-40 içeren diğer besinler patates, havuç, kırmızı et, fıstık ezmesi, patates cipsidir ve bu besinler radyoaktiftir. Havuç ve patates Radon-226 içerir.
4) Cep Telefonları ve Bilgisayarlar
Yapılan araştırmalara göre cep telefonu ve bilgisayar kullanımı ile yüksek dozda radyasyona maruz kalıyoruz. Vücut ve beyin cep telefonlarının yaydığı radyasyonun yarısını emiyor ve bu radyasyonlar sebebiyle beyin hücrelerimiz ölmeye başlıyorlar. Bunlara ek olarak bağışıklık sistemini onaran kan hücrelerinin, saç köklerinin ve üreme hücrelerinin zarar gördüğü söylenmektedir.
5) Duman Detektörleri
Hemen hemen her otel odasında, dersliklerde ve hayatımızın daha birçok alanında kafamızı tavana kaldırdığımızda gördüğümüz duman detektörleri, içlerinde yüksek miktarda radyoaktif madde içermektedirler. Yenmeyip, teneffüs edilmedikçe yüksek risk oluşturmaz fakat içerdiği radyoaktif maddelerden dolayı ortadan kaldırılma yöntemlerine çok dikkat edilmelidir.

6) Uçak Yolculukları ve Güvenlik Kontrol Tarayıcıları
Hava limanlarında güvenlik kontrolü amacıyla yapılan taramalarda alınan radyasyona bakıldığında her ne kadar fazla gözükmese de eğer alışveriş merkezleri ve bu gibi alanlarda fazla bulunuyorsanız, sağlığınız için tehlikeli olabilirler. Aynı şekilde uçak yolculuklarında da uçuş sayısı arttıkça maruz kalınan radyasyon oranı da artmaktadır. Yaklaşık 40000 feet yüksekte uçan bir uçak için ortalama olarak saatte 5µSv’lik bir radyasyona maruz kalınır.
Yukarıda da okuduğunuz gibi günlük hayatımızda farkında olarak ya da olmayarak birçok şekilde radyasyona maruz kalıyoruz. Bunları en aza indirgemek için elektronik cihazları kullanırken dikkat etmeli, bronzlaşmak için saatlerce güneşin altında kalmamalı ve yediğimiz, içtiğimiz, kullandığımız her şey hakkında daha fazla bilgi sahibi olmaya çalışmalıyız.
Kaynaklar
Radyasyon ve Biz, Erişim Tarihi: 06.03.2016, http://www.taek.gov.tr/ogrenci/r05.htm
Radioactive Materials, Erişim Tarihi: 06.03.2016, http://www.nuenergy.org/radioactive-materials-are-used-in-our-daily-lives/
Radyasyon nedir? Erişim Tarihi: 01.03.2016,http://www.nukte.org/prof_dr_dogan_bor-radyasyon_nedir
10 Radioactive Products Everyday Items that Emits Radiation. Erişim Tarihi: 29.02.2016, http://chemistry.about.com/od/nucleardecay/ss/10-Radioactive-Products-Everyday-Items-That-Emit-Radiation.htm#step4
Günlük Hayatımızda Radyasyon